ANKARA - Kobanê Davası'nın gerekçeli kararı üzerine açıklama yapan DEM Parti MYK, "Kobanî Kumpas Davasının siyasi iktidar ve yandaş medya tarafından ilk günden beri dayandırılan bütün gerekçeleri boşa düşmüştür" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), Kobanê Davası'nın gerekçeli kararına dair açıklama yaptı. "Kobanê kumpas davası çökmüştür" başlığıyla yapılan yazılı açıklamada, "Türkiye siyasi tarihinin en kapsamlı kumpas davalarından biri olan Kobanî Davasında gerekçeli karar yaklaşık 13 ay sonra açıklanmıştır. Gerekçeli kararın 13 ay boyunca açıklanmaması, siyasi kumpasın devamı niteliğindedir. Bu durum, yargının siyasallaşmasının ve yargılama sürecine siyasi müdahalenin en açık göstergelerinden biridir. Bu süreçle birlikte arkadaşlarımızın tutukluluğu keyfi olarak uzatılmış, hukuksuz mahkûmiyet kararlarına karşı itiraz imkanı ortadan kaldırılmıştır" denildi.
'SİYASİ LİNÇ OPERASYONLARI ÇÖKMÜŞTÜR'
Davanın ilk gününden bugüne kadar demokratik siyaset hakkının yargılandığı vurgulanan açıklamada, "Bu davanın rotası hiçbir zaman adalet olmamış; dava, siyaseti dizayn etme aracı olarak kullanılmıştır. Kobanî Kumpas Davasının siyasi iktidar ve yandaş medya tarafından ilk günden beri dayandırılan bütün gerekçeleri boşa düşmüştür. Gerekçeli kararla bir kez daha Kobanî Kumpas Davasının tüm iddialar bakımından asılsız, hukuk dışı ve siyasi bir dava olduğu ortaya çıkmıştır. Arkadaşlarımız suç işledikleri için değil, demokratik siyaset hakkına sahip çıktıkları için cezalandırılmıştır. Dava boyunca yapılan olumsuz propagandalar, asılsız iddialar ve şaibeli mahkeme heyetleri siyasi bir mühendislik örneği olarak kayıtlara geçmiştir. Yasin Börü üzerinden yaratılmak istenen siyasi linç ve algı operasyonları çökmüştür" ifadelerine yer verildi.
'ARKADAŞLARIMIZ BİRAN ÖNCE ÖZGÜRLÜKLERİNE KAVUŞMALI'
Açıklamanın devamında şunlar belirtildi: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 2020 yılında aldığı kesin kararla, Demirtaş’ın sosyal medya paylaşımlarının ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ve şiddet olaylarıyla hiçbir bağlantısının bulunmadığı hukuki kesinlik kazanmıştır. AİHM’in bu bağlayıcı kararının derhal uygulanması, Türkiye’nin uluslararası hukuka bağlılığının bir gereğidir. Türkiye’nin barış ve demokratik toplumun inşasını konuştuğu bu dönemde, başta Kobanî Kumpas Davası olmak üzere demokratik siyaset hakkının yargı eliyle engellenmesi artık tarihe karışmalıdır. Bu iklime geçiş için atılması gereken adım, başta Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş olmak üzere dava kapsamında tutuklu yargılanan tüm arkadaşlarımızın bir an önce özgürlüklerine kavuşmasıdır. Türkiye artık siyasi kumpaslarla değil, adaletin ve demokratik değerlerin hâkim olduğu bir ülke olarak anılmalıdır."