Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Hazırlıklarımız tamam” diyerek askeri operasyon sinyali verdiği Akçakale ve karşısında bulunan Girê Spî'de yaşam olağan akışında ilerliyor. Sınırda operasyon yapacak askeri araç ve personelin olmaması dikkat çekiyor.
Irak Merkezi Hükümeti, Federe Kürdistan’ın Bölgesel Hükümet statüsünü valiler düzeyine düşürmek istiyor. İran ve Türkiye’nin desteklediği proje karşısında arayışını sürdüren KDP ve YNK ise iç çelişki ve çatışmalarını aşamıyor.
TSK, Federe Kürdistan Bölgesi’nde başlattığı “Pençe Harekatı” için 3’üncü aşamada devam ettiğini duyursa da bölgedeki kaynaklar operasyonun başladığı noktada olduğunu söylüyor.
Rusya’nın ateşkes ilan ettiği, İdliblilerin HTŞ öncülüğünde Türkiye sınırına dayandığı İdlib’te kazan kaynamaya devam ediyor. Geçici çözümler masaya yatırılsa da, Türkiye için İdlib macerasının sonuna gelindiği kaydediliyor.
İdlib’te sıkışan Türkiye’nin çare aradığı Rusya’dan aldığı cevap, daha fazla saldırı ve “Gözlem noktalarını boşalt” oldu.
İdlib’de sıkışan Türkiye, Morek’teki askerlerini halen kurtaramadı. Han Şeyhun’dan sonra Maret El Numan’a operasyon hazırlığında olan Rusya destekli rejim güçlerinin her an komutanları istifa eden TSK’nin 200 askerini esir alabileceği kaydediliyor.
Suriye iç savaşının kızıştığı İdlib’de rejim ve HTŞ savaşırken, Türkiye tıkandı. 9’uncu gözlem noktası düşen Türkiye, 8’incisini korumaya çalışıyor. 2019’da çözülmesi beklenen İdlib için rejim QSD’nin kapısını çalabilir. QSD’nin gündeminde ise Efrîn var.
Kuzey ve Doğu Suriye’de, NATO, ABD, AB ülkeleri, Rusya ve İran çıkar hesapları yaparken, QSD’nin Türkiye’ye yaptığı “400 kilometrelik tüm sınırı güvenli bölge ilan edelim” önerisi masada duruyor.
Suriye gündemli trafik baş döndürüyor. ABD’nin “güvenli bölge” için Ankara ve Rojava’da yaptığı görüşmelerde şimdiye kadar sonuç çıkmazken, bu sürecin başında “ateşkes” ilan edilen İdlib’de ise Rusya atağa geçti.
TSK’nin sınırına yoğun askeri yığınak yaptığı Girê Spî yönetimi ile Ankara görüşmeleriyle eşzamanlı olarak bir araya gelen ABD heyetine, dün “Arap Kemeri”ne karşı oldukları gibi bugün de “Türk Kemeri”ni kabul etmeyecekleri aktarıldı.
Türkiye’nin Federe Kürdistan’da yürüttüğü operasyonlara İran’ın da destek verdiği, planın amacına ulaşması halinde İran’ın da PJAK güçlerine yöneleceği belirtiliyor.
YNK, KDP’nin Türkiye ile son süreçte üst düzeye çıkardığı ilişkiler ve ABD’nin İran’a ilişkin politikası nedeniyle tutum belirlemede zorlanıyor. Gelişmelerden tedirgin olan YNK’nin, 70’inci Peşmerge Karargahı ve istihbarat örgütü olan Zanyari merkezlerini daha güvenli alanlara taşıdığı bildirildi.
Türkiye, Federe Kürdistan'a yerleşme politikasını askeri üslerin yanı sıra eğitim ve ticaretle destekliyor. Fethullah Gülen’den kalan 49 okulda Türkçe eğitim sürdürülürken, en az 390 şirketle de bölgenin ticaretine hakim oluyor.
TSK'nin Federe Kürdistan Bölgesi'ne yönelik "özel operasyon" hazırlığı içinde olduğu aktarıldı. Bu operasyonla eşzamanlı Rojava'ya da bir saldırı planının olduğu ileri sürüldü. Maxmur ve Şengal'e yönelik de "baskının artırılması" kararı alındığı belirtildi.
Kuzey ve Doğu Suriye sınırına yığınak yapan TSK'nin, saldırı gücünden çok ABD'nin yönlendirmesiyle yığınak yaptığı ileri sürülüyor. ABD'nin, Türkiye ve QSD'yi karşı karşıya getirerek, iki gücü de kendi çizgisine çekmek istediği ifade ediliyor.