Amed’de kadın cinayetlerine karşı yürüyüş 2025-06-25 18:26:31 AMED – Artan kadın cinayetlerine karşı yürüyüş gerçekleştiren kadınlar, cezasızlık politikalarına dikkat çekerek, kadın düşmanı politikalardan vazgeçilmesi çağrısı yaptı.   Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) ve Şiddetle Mücadele Ağı, “Kadın cinayetlerine karşı isyandayız. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” şiarıyla Amed Büyükşehir Belediyesi önünden Şêx Seîd (Dağkapı) Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşe Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, ilçe belediye eşbaşkanlarının yanı sıra çok sayıda kadın katıldı. “Kadın cinayetlerine karşı isyandayız” pankartı ile “Jin, natirsin, hesap dipirsin” “Jin jiyan e”, “6284’ü uygula” ve “Bijî yekitiya jinan” dövizleri taşıyan kadınlar, yürüyüş boyunca, “Jin, jiyan, azadî”, “Kadınları katleden zihniyeti kabul etmiyoruz” ve “Kadın cinayetleri politiktir” sloganları attı.    Alkış ve zılgıtlarla Şêx Seîd Meydanı’na varan kadınlar, burada açıklama yaptı.    Açıklamayı kadınlar adına okuyan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 1 No’lu Şube Sekreteri Arzu Koç, Türkiye'de kadın cinayetlerinin, kanayan bir yara gibi derinleştiğine dikkat çekerek, Şirnex’in Silopiya ilçesinde çalıştığı lokantada iş arkadaşı Remzi Kayaalp’in bıçaklı saldırısına uğrayarak, yaşamını yitiren 29 yaşındaki Gülizar Yıldız’ı hatırlattı. Arzu Koç, “Bu sadece bir cinayet değil; bu, eril zihniyetin ve cezasızlık kültürünün acımasız bir teşviki, biz kadınların boğazında düğümlenen bir feryat. Gülizar'ın sessiz çığlığı, iktidarın yıllardır görmezden geldiği, toplumun iliklerine işlemiş eril zihniyetin trajik bir yansıması. Göz göre göre canımızdan can gidiyor, çünkü kadınların ve çocukların yaşam hakları, ‘Toplumsal Cinsiyet’ eşitsizliği adı altında eziliyor. Bu kelime, artık bir suç haline gelmişken, bizler sessizce ölüyoruz” dedi.    CEZASIZLIK POLİTİKASI    “Cezasızlık, bu cinayetleri besleyen en zehirli yaklaşımdır” diyen Arzu Koç, şunları söyledi: “2021'de İstanbul Sözleşmesinin feshedilmesi ve 6284 sayılı yasanın uygulanmasındaki ihmaller, kadınları eril zihniyetin insafına terk ediyor adeta. Kadınların feryatları sağır kulaklara çarpıyor, şiddet vakaları görmezden geliniyor. Ne acıdır ki, karakol kapılarında medet uman kadınlara uzanmayan eller, cinayetleri ‘geliyorum’ diyen bir felakete dönüştürüyor. Yargılamalardaki o acımasız ‘haksız tahrik’ veya ‘iyi hal’ indirimleri... Bunlar sadece adil yargılama ilkesini değil, vicdanlarımızı da derinden yaralıyor. Bu indirimler, şiddeti meşrulaştıran, katilleri sırtını sıvazlayan bir utanç abidesi gibi yükseliyor. Uygulanan bütün bu cezasızlık politikaları doğrudan siyasi tercihlerle ilgilidir. Devletin kadınları korumaması da, kadın cinayetlerinin çoğalması da bir tercihtir.”   ‘KADIN MÜCADELESİ OLDUKÇA…’   Arzu Koç, “Gülizar Yıldız'ın hikayesi, bu sistematik zulmün kişisel bir yansıması olsa da, çok daha fazlasını fısıldıyor. 29 yaşında, garsonluk yaparak hayatını kazanmaya çalışan ama aynı zamanda, eril zihniyet mücadelesine omuz verirken erkek devlet şiddetinin sonucu olarak cezaevlerinde bedel ödemiş bir emekçiydi. Onun ölümü, sadece bir canın kaybı değil, aynı zamanda kadınların özgürlük mücadelesine vurulan bir darbedir. İktidarın asıl hedeflediği kadınların mücadelesini boşa çıkarma ve umutsuzluğu aşılamadır. Oysaki biz kadınlar biliyoruz ki; Kadın mücadelesi ve dayanışması var oldukça umut hiç bitmeyecek” ifadelerini kullandı.    ‘MÜCADELEDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ’   Arzu Koç, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet sonucu oluşan toplumsal yaranın sarılması için toplumun her zerresinde cinsiyet eşitliğini sağlayacak politikalara, eğitim sisteminde köklü bir dönüşüme, yargı ve polislerde kadın odaklı bir yaklaşıma acilen ihtiyaç olduğunun altını çizdi.  “Ama önce, kadın düşmanı söylemlerden ve politikalardan vazgeçilmeli” diyen Arzu Koç, “Bu mücadele, sadece faillerin cezalandırılması değil, aynı zamanda kadınların korunma taleplerinin ciddiye alındığı, şiddetin en başından engellendiği bir sistem demek. Kadınların sesine kulak verilmediği sürece, bu acılar, bu kayıplar maalesef devam edecek” şeklinde konuştu.    Açıklama, “Jin, jiyan, azadî” sloganı ve oturma eyleminin ardından son buldu.