Kıbrıs paneli: Adada barışçıl bir gelecek nasıl mümkün olabilir? 2025-06-14 16:28:48   ANKARA- "Dünden bugüne Kıbrıs'ta ne oluyor?" panelinde Türkiye’nin bölgeye yönelik operasyonundan bu yana yaşananlar ve adada barışçıl bir geleceğin nasıl mümkün olabileceği tartışıldı.   Fikri Sönmez Yerel Yönetimler ve Demokrasi Derneği tarafından düzenlenen “Dünden bugüne Kıbrıs’ta neler oluyor?” başlıklı panel, Ankara'nın Çankaya ilçesinde bulunan Mülkiyeliler Birliği’nde gerçekleştirildi. Panele, Kıbrıs Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Doğuş Derya ve Avrupa Parlamentosu 9’uncu Dönem Kıbrıs Milletvekili Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek konuşmacı olarak katıldı. Panelin kolaylaştırıcılığını ise Yeşil Sol Parti (YSP) Eşsözcüsü Ahmet Asena yaptı.   KIBRIS'IN TARİHSEL SORUNLARI VE ÇÖZÜMÜ   Panelde, Kıbrıs'ta yaşanan sorunların tarihi ve bu sorunların günümüze yansımaları ele alındı. Kıbrıs’ın 1974 yılında Türkiye’nin bölgeye yönelik operasyonundan bu yana süregelen Kıbrıs sorunu ve bu sorunun çözümsüzlüğüne dair gelişmeler konuşuldu.   KUZEY VE GÜNEY KIBRIS'IN TARİHSEL SORUNU   Prof. Dr. Niyazi Kızılyürek, Kuzey ve Güney Kıbrıs arasında süregelen anlaşmazlıkların kökenine ve bu durumun Türkiye ile Yunanistan arasındaki çekişmenin Kıbrıs'taki Türk ve Rum toplumu üzerindeki etkilerine değindi. Kızılyürek, “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Kıbrıs nüfusunun yüzde 80’ini oluşturan Kıbrıslı Rumlar, Yunanistan üzerinden BM’ye başvurarak Kıbrıs’ta kendi kaderini tayin hakkının uygulanmasını talep etti. Bu, Kıbrıs sorununun gündeme geldiği 1954 yılındandır. O günden bugüne benim tezim şudur: Kıbrıs sorunu çözülmemiştir. Türkiye’nin Kıbrıs tezi ise, İngiliz sömürgeciliğinin adada devam etmesini ya da adanın eski sahibine iade edilmesini savunmaktadır. Eski sahibi derken Osmanlı İmparatorluğu kastedilmektedir, çünkü Kıbrıs bir zamanlar Osmanlı’nın bir vilayetiydi. Ancak, günümüzde Osmanlı vilayetlerini yeniden toplamaya kalkarsanız, Kemalist Türkiye'nin nereye varacağını kimse kestiremez. Dolayısıyla her iki tez de hukuki dayanaktan yoksundur” dedi.   KIBRIS SUÇ AĞINA DÖNÜŞTÜ   Doğuş Derya ise Kıbrıs’ta 1990’lardan günümüze kadar uzanan süreçte kumarhane, kara para aklama, yasa dışı bahis, uyuşturucu ve fuhuş gibi olayların adada büyük sorunlar yarattığını vurguladı. Bu suçların tarihsel olarak Türkiye üzerinden Kıbrıs’a taşındığını ve günümüzde adanın karşı karşıya kaldığı durumu ele aldı. Doğuş Derya, “Özellikle 1980 darbesi sonrası, devlete paralel çalışan derin devletin kara para aklama üzerinden güçlenmeye başladığı bir dönem var. O dönemde özellikle Afganistan, Pakistan ve Türkiye üzerinden yürütülen narkotik ticareti mevcut. Yaklaşık bin 200 ton afyonun 50 milyar dolar değerinde kara para ürettiği ve bu paranın Türk ekonomisine dahil edildiği bir süreç yaşandı. Bu paraların aklanabilmesi için Türkiye'de otobüs şirketleri, petrol istasyonları ve döviz büroları açıldı çünkü o dönemde otobüs şirketlerinden gelen paraların kaynağı sorgulanmıyordu. 1989’da Türkiye’de kumarhane yasaları çıktı ve bu yasalar para aklama aracı olarak kullanıldı. Bu olaylarla başlayan süreç, zincirleme bir suç ağına dönüştü. Ve halen devam ediyor. Bu sorun, hem Türkiye hem de Kıbrıs yönetimi değişmedikçe çözülemez” ifadelerini kullandı.   Panelde ayrıca Kıbrıs’ın tarihsel sorunlarına yönelik, Kıbrıslı Türk ve Rum toplumlarının ortak bir gelecek inşa edebilmeleri için toplumsal barışı hedefleyen çözümler ele alındı. Federal çözümün gerekliliği üzerinde durularak, Kıbrıs'ta barışçıl bir geleceğin nasıl mümkün olabileceği tartışıldı.   Panel, katılımcıların soru ve yorumlarıyla sona erdi.